wish you were here adlı albümde bulunan, pink floyd un en aşmış şarkılarından birisidir.
şarkının syd barrett için yazıldığı söylenir, ancak grup bu konuyla ilgili bir açıklama yapmaktan kaçınmıştır.
sözleri ise:
shine on you crazy diamond
remember when you were young, you shone like the sun.
shine on you crazy diamond.
now there's a look in your eyes, like black holes in the sky.
shine on you crazy diamond.
you were caught on the crossfire of childhood and stardom, blown on the steel breeze.
come on you target for faraway laughter, come on you stranger, you legend, you martyr,
and shine!
you reached for the secret too soon, you cried for the moon.
shine on you crazy diamond.
threatened by shadows at night, and exposed in the light.
shine on you crazy diamond.
well you wore out your welcome with random precision, rode on the steel breeze.
come on you raver, you seer of visions, come on you painter, you piper, you prisoner,
and shine!
shine on you crazy diamond
nobody knows where you are, how near or how far.
shine on you crazy diamond.
pile on many more layers and i'll be joining you there.
shine on you crazy diamond.
and we'll bask in the shadow of yesterday's triumph, and sail on the steel breeze.
come on you boy child, you winner and loser, come on you miner for truth and delusion,
and shine!
bir insana yaşatılabilecek en garip duyguları 13 dakika boyunca yaşatan, yazmaya teşvik eden, mükemmel şarkı.
bu şarkı dinlenirken ortaya çıkan yazılar genelde kişini kendine, ya da çok sevdiği birine yazdıklarıdır.
örneğin:
plastik bir gülüş, gergin kaslar, patlamaya hazır bir volkan... Dokuz sözcük, üç farklı karakter. Hepsi de sensin.
Anımsıyor musun hava aydınlıkken kaçmak isterdin, ölümü yeğlerdin. Gece olunca da yatağına kaçardın? Uyku sana istediğini verirdi; gerçeklerden kopuşunu, düş dünyasındaki yolculuğunu..
şimdi ise öyle değil. O yatak senin kafesin oldu. Kendi kendini hapsettin oraya, damla damla kendini yitirdin. üzerine üzerine geldi sığındığın duvarlar; yorganın gardiyan, yastığınsa umutların oldu. Cezanın dolmasını bekledin, bekliyorsun..
Boşuna hepsi anlamıyor musun? Bu soğukluğa alış; çünkü o seni her yerde bekliyor. Her an üşümen, kendini kazaklar altına gizlemen çözüm değil, anlamadın mı hala?
Cama vuran her damla sana vurulan bir damla aslında. Korkma yağmurdan geceden korkma!
"Kimse nerede ve nasıl olduğunu bilmiyor." istediğinin bu olduğunu anlayabiliyorum. Kimse seninle ilgilenmezse mutlu olabileceğini sanmanı da... şimdi bu yalandan vazgeç! Damlalar seni gittiğin her yerde buldu; değil mi?
Anla artık, kaçış yok. Anla yoksa yitip gidersin. Onlardan biri olursun. Anla; gitmeden önce, kaçmadan önce. Anla; çünkü buna ihtiyacın var. Son bir kez anımsa, gecenin nefesinin ensende, damlaların peşinde olduğunu..
çocukluğunu masumiyetini özleme. "çelik rüzgarla esen çocukluğun ve yıldız kişiliğin arada bırakmış seni" Bu yüzden rüzgarın sana getirdiği bulutların taşıdığı yağmurla var ol, üzerine düşen her damladan bir şeyler almamaya bak!
Yaşamın bir şarkıysa, sözlerini sen yaz.
Yastığını kağıt, damlaları kalem yap.
Bana karşı koyma! Daha önce gittin de ne oldu? Ruhunu da taşımadan gidebilir misin bir yere? Aynada gördüğün sen misin gerçekten? "Gözlerinde bir bakış göklerdeki siyah gölgeler gibi.." Bunu kabul ediyor musun? Etmemelisin.
Ağlamaya da bir son ver artık.
Göz yaşların bile seni terk ediyor görmüyor musun? Geride bir sızı ve acı bırakarak..
Sana her şeyi söyledim diye kızma bana. Yine yalnızsın, yine onları suçluyorsun. Sen de onlardan birisin aslında. Yalnızlığında bundan. Bu sensizliğin, bu eylemsizliğinle bir tek ben varım. Bir tek ben kaldım sana koca dünyadan geriye.
Senden geriye ise bir tek gölgen kaldı, dünyadaki yansıman. Işığı kendinden almalısın. Kendini yok etmeye devam edersen ışığın kaybolacak ve ne yazık ki var oluşunun tek kanıtı yalnızca bu yok oluş olacak.
istediğin bu olmamalı. "Gelin düşlerim, amaçlarım, uzaktaki kahkahalarım, gel buraya yabancı!"
syd barrett' ın ölümünün ardından medyada adı çokça duyulmuş, "çılgın elmas artık parlamıyor" şeklindeki yorumların ana sebebi olan muhteşem pink floyd şarkısı. iki bölümden oluşmuştur. birinci kısmı albümün (wish you were here) giriş şarkısıdır. sözlerinin şarkı başladıktan 8 dakika 43 saniye sonra başlamasına ve bu sürede boyunca çalan müziğin hiç hareketli olmamasına rağmen dinleyeni sıkmayan bir şarkıdır. ikinci kısmı da yine aynı albümün son şarkısıdır ve 12 dakikadan uzun sürmektedir. o da tadından yenmez kıvamındadır.
şarkı falan değil, başka şeyler var bunun altında. pink floyd'un kaybolan naif ruhunun son ninnisi olabilir belki, belkide yaşlanmıştır artık pink floyd bazı renkler için. lakin bir ahıt değildir. günce denilebilir ya da öğütlerle süslü bir masal da olabilir. dediğim gibi ahıt değildir ki o ahtın yakılcağı insan bu işleri zaten kafasından silip atmış bisikletiyle dağ bayır dolaşmaktadır.
iki kısımdan oluşmaktadır. birinci kısım daha iç karartıcı daha duygusaldır fakat ikinci kısım bağlılıktan kurtulmanın getirdiği dayanılmaz hafiflikle olsa gerek daha bir asi daha bir şendir.
iki parçadan * oluşur. toplam 30 dk kadardır. ilk parçası ikinci parçasına göre * daha çekicidir. ha bilgisayar başındayken 5-6 defa ard arda dinlenildiğinde insanı üzer. (5 x 13,5 dk.)
dokuz bölümden oluşur. bu bölümleri 1-5 ve 6-9 olarak ikiye ayırabiliriz. (part 1-part 2 gibi) ilk bölüm şarkının en bilinen kısmıdır. şahanedir, muazzamdır, eşi benzeri yoktur, falandır, filandır.
ikinci bölüm ise ilk bölümden kesitler sunan, değişik notalar, değişik duygular ve türler barındıran kısımdır. ara ara caz, bazen saykedelik, ama her daim pink floyd.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
